Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Vefat.”
- Uyuşmazlık: Davacının, 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra vefat eden eşinden dolayı aldığı ölüm aylığı yanında, 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce vefat eden ve farklı statüde sigortalı olan babasından dolayı da ölüm aylığı alıp alamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 54. maddesinin, birleşen aylıkların her ikisinin de 5510 sayılı Kanun kapsamında olması halinde uygulanabileceği, davacının babasından dolayı hak sahipliği sıfatını babasının vefatı ile kazandığı ancak ölüm aylığı bağlanmasına ilişkin şartların eşinin vefatıyla tamamlandığı, bu nedenle eşinin vefatı tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun'un 34. ve 54. maddelerine göre davacıya hem eşinden hem de babasından ayrı ayrı ölüm aylığı bağlanmasının mümkün olmadığı, davacının çift aylığa hak kazanamayacağı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Eczacının vefatından sonra, vefatının bildirilmesine kadar geçen sürede eczane tarafından karşılanan reçete bedellerinin davalı kurum tarafından ödenmemesi üzerine açılan alacak davasında, söz konusu bedellerin ödenip ödenmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Eczacının vefatının bildirim süresine ilişkin mevzuatta bir hüküm bulunmaması, vefatın 14 gün içinde bildirilmiş olması ve bu süre zarfında reçete sahiplerinin ilaçları kullanmadığına dair bir iddia ileri sürülmemesi gözetilerek, yerel mahkemenin alacağın ödenmesine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Krediye bağlı hayat sigortası yaptıran murisin, sigorta sözleşmesi yapılırken sağlık durumunu eksik beyan etmesi nedeniyle vefatı halinde mirasçılarının vefat tazminatı, borçlu olmadıklarının tespiti ve ipotek fekki taleplerinin reddedilmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Murisin sigorta sözleşmesi akdedilirken beyan yükümlülüğüne aykırı davranarak sağlık durumunu eksik bildirmesi ve gizlediği rahatsızlıkla ölümü arasında illiyet bağı bulunması sebebiyle, mirasçılarının vefat tazminatı, borçlu olmadıklarının tespiti ve ipotek fekki taleplerinin reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olan eşinden ölüm aylığı alan davacı, 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olan babasının vefatından dolayı da ölüm aylığı alıp alamayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının eşinin vefatı ile babasından dolayı yetim aylığı almaya hak kazandığı, 5510 sayılı Kanun'un 54. maddesinin uygulanması için her iki sigortalının da 01.10.2008 tarihinden sonra vefat etmiş olması gerektiği, babanın vefat tarihi itibarıyla uygulanacak olan 1479 sayılı Kanun uyarınca davacının babasından ölüm aylığı almaya hak kazandığı, 5510 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi gereğince davacıya hem eşinden hem de babasından ölüm aylığı bağlanabileceği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hayat sigortası poliçesi kapsamında, sigortalının vefatı üzerine lehtarların talep ettiği vefat tazminatının, sigortalının poliçe öncesi sağlık durumunu eksik beyan etmesi nedeniyle ödenmemesi üzerine açılan tazminat davasında, vefat ile beyan edilmeyen hastalık arasında illiyet bağı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporunun kendi içinde çelişkili olduğu, sigortalının ölümü ile beyan edilmeyen hastalıklar arasında illiyet bağının olup olmadığı konusunda kesin bir sonuca varılamadığı, bu nedenle eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hayat sigortası poliçesi bulunan murisin vefatı sebebiyle vefat teminatı kapsamında ödenmeyen bakiye kredi alacağının tazmini talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Murisin, sigorta başlangıç tarihinden önce var olan ve sigorta beyanında bulunmadığı hastalığı nedeniyle vefat etmesi, beyan yükümlülüğünün ihlali olarak değerlendirilerek İtiraz Hakem Heyeti kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vefat etmiş bir kişinin mirasçılarının, vefatından sonra gerçekleştirdiği tapu devrinin geçerliliği ve Hazine'nin tapu iptali ve tescil talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Vefat eden kişinin ölümünden sonra mirasçılarının yaptığı tapu devrinin, vefat tarihi itibariyle hukuken geçersiz olduğu ve Hazine'nin dava konusu taşınmazlar üzerindeki hakkının bulunduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, 1479 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanun 4/1-b) kapsamında sigortalı olan eşinin 04.01.2016 tarihinde vefatı nedeniyle aldığı ölüm aylığının yanında, 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olan babasının 27.01.1999 tarihindeki vefatı nedeniyle de ölüm aylığı alıp alamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının babasından ölüm aylığı almaya hak kazanma tarihi olan eşinin vefat tarihi dikkate alındığında, 5510 sayılı Kanun'un 34. ve 54. maddeleri gereğince hem eşinden hem de babasından ayrı ayrı ölüm aylığı almasına olanak bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı kadının vefatı üzerine kusur tespitine dönüşen boşanma davasında, vefat eden taraf mirasçılarının savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının vefatından önce boşanma davası devam ederken, davacı erkeğin kusuruna dair bir vakıa ileri sürülmemiş olması ve mirasçıların davaya katıldıktan sonra da vakıa bildirme haklarının bulunmaması gözetilerek, savunma hakkının ihlal edilmediği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, 506 sayılı Kanun kapsamında vefat eden eşi ve babasından dolayı ayrı ayrı ölüm aylığı alıp alamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Kanun'un 68. maddesinin son fıkrasının sosyal güvenlik hakkına bir sınırlama getirdiği ve vefat eden eş ile vefat eden babadan dolayı ölüm aylığı almaya hak kazananlara bu aylıklardan fazla olanının ödeneceği hükmünün, Geçici 91. madde ile yürürlükten kalkmadığı ve uygulanmaya devam ettiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hâkimin kısa kararı tefhim ettikten sonra gerekçeli kararı yazmadan vefat etmesi hâlinde, yerine atanan hâkimin gerekçeli kararı yazıp imzalayıp imzalayamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hem 1412 sayılı CMUK hem de 5271 sayılı CMK’nın ilk hâlinde bu konuda açık bir düzenleme bulunmaması, ancak yerleşik uygulamada yeni hâkimin gerekçeli kararı yazabileceğinin kabul edilmesi, öğretide de bu görüşün savunulması, 6100 sayılı HMK’nın 299. maddesinde ve 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 232/5. maddesinde de benzer düzenlemelere yer verilmesi ve böylece yerleşik uygulamanın yasalaşması karşısında, vefat eden hâkimin yerine atanan hâkimin tefhim edilen kısa karara uygun olarak gerekçeli kararı yazabileceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilmiş ve dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının vefat eden eşi üzerinden ölüm aylığı alırken, vefat eden babası üzerinden de ölüm aylığı alıp alamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Kanun'un 68. maddesinin son fıkrasının sosyal güvenlik hakkına bir sınırlama getirerek vefat eden eş ve baba üzerinden ölüm aylığı almaya hak kazananlara bu aylıklardan fazla olanının ödeneceği ve Geçici 91. maddenin bu hükmü yürürlükten kaldırmadığı gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.