Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Nedensellik Bağı”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davacının 1992 ve 1993 yıllarında yurt dışındaki firmalarla yapılan sözleşmeler nedeniyle uğradığı zarardan davalıların sorumluluklarının bulunup bulunmadığı ve kusur oranlarına göre sorumlu tutulabilecekleri zararın miktarı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davalıların sorumluluklarını ve kusur oranlarını belirlerken, tüm sorumluları kapsamaması, kusur oranlarını tüm sorumlular için ayrı ayrı belirlememesi ve gerekçeli karar tarihini hatalı yazması gözetilerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazın tapu kaydı nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davanın reddine dair kararın temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, tapu kaydında kıyı kenar çizgisi içinde kaldığına dair şerh bulunduğunu bilerek taşınmazı satın almaları nedeniyle, uğradıkları zararın tapu sicil kayıtlarının doğru tutulmamasından kaynaklandığı söylenemeyeceği ve zarar ile tapu işlemleri arasında nedensellik bağı bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu sicilinde kısıtlayıcı şerh bulunmayan taşınmazın sonradan sit alanı ve kıyı kenar çizgisi içinde kaldığının tespit edilmesi nedeniyle davacının 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazminat talep etmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının uğradığı zararın tapu sicil kayıtlarının hatalı tutulmasından kaynaklanmadığı ve zarar ile tapu işlemleri arasında illiyet bağı bulunmadığı, ayrıca davacının zararı için daha önce kamulaştırmasız el atma davasından tazminat almış olduğu gözetilerek, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat ödenmesi talebinin reddine dair mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazmini istenmesine ilişkin davada, davacının iyi niyetli olup olmadığı ve Devletin tazmin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, tapu kaydında orman idaresince dava açılacağına dair şerh bulunduğunu bilerek taşınmazı satın alması nedeniyle iyi niyetli sayılamayacağı ve bu nedenle tapu kaydının iptalinden doğan zarar ile tapu işlemleri arasında nedensellik bağı bulunmadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada, davacının daha önceki malikin açtığı tapu iptali ve tazminat davasındaki alacağını temlik almasının tazminat istemine etkisinin değerlendirilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, tapu kaydında orman tahdidi sınırları içinde kaldığına dair şerh bulunduğunu bilmesine rağmen önceki malikin tazminat alacağını temlik alması nedeniyle, tapu kaydının iptalinden doğan zarar ile tapu işlemleri arasında nedensellik bağı bulunmadığı ve davacının iyi niyetli olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin ret kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Orman vasfında olan taşınmazın tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca Hazine'den talep edilmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının orman vasfıyla Hazine adına tescil edildiğini bilerek veya bilmesi gerekirken davadaki alacağı temlik alan davacının iyi niyetli ve dürüst davranmadığı, tapu sicilinin tutulmamasından kaynaklanan bir zararının olmadığı ve bu zarar ile tapu işlemleri arasında nedensellik bağı bulunmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasında, davalı Hazine'nin tapu sicil kayıtlarının doğru tutulmamasından kaynaklanan bir zararın olmadığı ve tazminat istemli davadaki alacağı temlik alan davacının dürüst davranmadığı iddiası.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, orman vasfında Hazine adına kayıtlı taşınmazlar olduğunu ve üzerinde dava şerhi bulunduğunu bilerek alacağı temlik aldığı, tapu sicilinin herkese açık olması ve ilgililerin bilgi edinme imkanına sahip olması sebebiyle davacının iyi niyetli ve dürüst davranmadığı, bu nedenle tapu kaydının iptalinden doğan zarar ile tapu işlemleri arasında nedensellik bağı bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu kaydına orman şerhi konulduktan sonra taşınmazı satın alan davacının, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca Devletten tazminat talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, tapu kaydına orman şerhi konulduktan sonra taşınmazı satın alması nedeniyle, 4721 sayılı Kanun'un 1020. maddesi uyarınca şerhten haberdar olmasına rağmen taşınmazı devralarak iyi niyetli olmadığı ve bu nedenle tapu sicilindeki hata ile davacının zararı arasında nedensellik bağı bulunmadığı değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazın satışından sonra tapu kaydına şerh düşülmesi nedeniyle alıcının uğradığı zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Hazineden talep edilmesine ilişkin tazminat davası.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazı satın almadan önce tapu kaydındaki kıyı kenar çizgisini gösterir şerhi görebilecek durumda olmasına rağmen taşınmazı devralması nedeniyle iyi niyetli ve dürüst davranmadığı, bu nedenle zarar ile tapu işlemleri arasında nedensellik bağı bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu kaydında orman sınırı içinde kaldığına dair şerh bulunan taşınmazın satışından sonra orman kadastrosu nedeniyle tapu iptali ve tescili davası açılması üzerine, alıcı tarafından 4721 sayılı TMK m. 1007’ye dayalı olarak tazminat istenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazın tapu kaydına orman sınırları içinde kaldığına dair şerh işlendikten sonra taşınmazı satın alması nedeniyle, tapu kaydının iptalinden doğan zarar ile tapu işlemleri arasında nedensellik bağı bulunmadığı gözetilerek, tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, taşınmazı ihtiyati tedbir şerhi varken devralan davacının iyi niyetli olup olmadığı ve Devletin tazmin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazı ihtiyati tedbir şerhi varken devralması nedeniyle iyi niyetli sayılamayacağı ve bu nedenle tapu kaydının iptalinden doğan zarar ile tapu işlemleri arasında nedensellik bağı bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının, vekalet ücretinin düzeltilmesi suretiyle onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Eski eser şerhi bulunan taşınmazın satışı nedeniyle tapu kaydının iptal edilmesi üzerine, alıcının 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi uyarınca Devletten tazminat talep etmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydında eski eser şerhi bulunduğunu bilerek taşınmazı satın alan alıcının, satışın iptali nedeniyle uğradığı zararda kendi kusurunun bulunduğu ve Devletin 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi uyarınca sorumlu tutulamayacağı gözetilerek, davanın reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.