Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Ön Alım Hakkı”
- Uyuşmazlık: Paylı mülkiyetteki bir taşınmazda yapılan iki ayrı satış işlemine karşı açılan ön alım hakkı davasında, davanın kapsamı, davalının paydaş sıfatı ve ilk satışa ilişkin hak düşürücü süre ile ikinci satışın gerçek bir satış olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimi değerlendirilerek davanın yalnızca ikinci satış işlemine yönelik açıldığının, davalının ilk satışla paydaş haline geldiğinin ve davacı ön alım hakkını ilk satış için kullanmadığından ikinci satış için ön alım hakkının kullanılamayacağının, ikinci satışın ise mirasçıya payının iadesi niteliğinde olduğundan gerçek bir satış olmadığının kabulüyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Paylı mülkiyette, davacının, eşi tarafından üçüncü kişiye satılan taşınmazdaki paydaşlık hakkına ilişkin açtığı önalım davasında taşınmazda fiili taksimin olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının ön alım hakkını kullanıp kullanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı ve eşinin taşınmazın alt katını birlikte kullanırken üst katın kızlarına tahsis edildiği, davacının boşanma davası sürecinde kızıyla birlikte üst katta ikamet etmeye başlamasının fiili taksim olarak değerlendirilemeyeceği, paydaşlar arasında rızaya dayalı uzun süreli fiili bir kullanım biçiminin oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak davalı vekilinin işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 7. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taşınmazdaki pay devrinde ön alım hakkının ihlal edildiği iddiasıyla açılan davada, davacıların ön alım hakkını kullanmak istedikleri payların tümüne ilişkin hüküm kurulup kurulmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların dava dilekçelerinde açıkça belirtmeseler de, dosya kapsamı ve talep sonuç kısmından davalıların satın aldıkları tüm paylar için ön alım hakkı kullanmak istediklerinin anlaşıldığı, bu nedenle davalı şirketin 25.12.2019 tarihinde Sakine'den aldığı paya ilişkin de ön alım hakkının kullanıldığının kabulü gerekirken, bu paya ilişkin talep olmadığı gerekçesiyle hüküm kurulmamasının hatalı olduğu gözetilerek, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından satın alınan tarım arazisine ilişkin davacının 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 8/i maddesine dayanarak açtığı ön alım hakkı davasının kabulü ile davalı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay’ın ön alım hakkının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlığı çözmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Dava açıldıktan sonra 5403 sayılı Kanun'un 8/i maddesinin yürürlükten kalkmış olmasına rağmen, 4722 sayılı Kanun'un 1. maddesi gereğince davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan yasa hükmünün uygulanması gerektiği ve bu nedenle ön alım hakkının kabulünde isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, ön alım bedelinin zamanında depo edilmemesi nedeniyle, bedelin nemalandırılması ve değer artışının gözetilmesi gerekliliği.
Gerekçe ve Sonuç: Ön alım bedelinin dava açıldıktan sonra makul süre içerisinde depo edilmemesi ve aradan geçen zaman zarfında meydana gelen değer artışının, alıcının fakirleşmesine ve ön alım hakkı sahibinin haksız zenginleşmesine yol açacağı, dürüstlük kuralına aykırı olacağı gözetilerek, ön alım bedelinin resmi senetteki miktar üzerinden, satış masrafları ile birlikte ön inceleme tarihinden itibaren nemalandırılarak hesaplanması ve davacı tarafından depo edilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Paydaşlar tarafından açılan davada, taşınmaz paylarının devrinde ön alım hakkının ihlal edildiği iddiasıyla tapu iptali ve tescil istenmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Ön alım bedelinin mahkeme veznesine zamanında ve güncellenmiş değeriyle yatırılmaması, davalı tarafın zararına ve davacı tarafın haksız zenginleşmesine yol açabileceği, ayrıca talepten fazla payın iptaline karar verilmesi usul hükümlerine aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Paylı mülkiyete konu taşınmaz hissesinin satışı sebebiyle açılan ön alım hakkı davasında, taraflar arasındaki işlemin inançlı işlem olup olmadığı ve ön alım hakkının kullanılıp kullanılamayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, taraflar arasındaki işlemin gerçek bir satış işlemi olduğunu ve davacının ön alım hakkını kullanabileceğini kabul ederek davanın kabulüne karar vermesi, usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Paylı mülkiyete konu taşınmazda aynı gün farklı saatlerde hisse devri alan davacı ve davalı kooperatifler arasında, davacının önce hisse devraldığı iddiasıyla açtığı önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil davasının reddine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı Özel Daire bozma kararı vermiş, yerel mahkemenin direnmesi üzerine uyuşmazlık Hukuk Genel Kurulu’na gelmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın hissedarı ile davacı ve davalı kooperatifler arasında ayrı ayrı düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmeleri bulunduğu, pay devrinin gerçek bir devir olup olmadığının tespiti ve buna göre önalım hakkının doğup doğmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, şufa bedelinin belirlenmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin paylaştırılmasına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tapuda gösterilen satış bedelinin gerçek bedeli yansıtmadığı ve bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamadığından, ön alım bedelinin tapudaki satış bedeli üzerinden değil, gerçek satış bedeli üzerinden hesaplanması, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin ise tarafların davadaki haklılık oranlarına göre paylaştırılması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Paydaşın, paylı mülkiyete konu taşınmazdaki diğer paydaşın hissesini üçüncü kişiye satması sebebiyle açtığı ön alım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, satış bedelinin dava açıldıktan sonra yükseltilmesinin ön alım hakkının kullanımına etkisine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından dava açıldıktan sonra satış bedelinin yükseltilmesi ve tapu harcının tamamlanmasının ön alım hakkının kullanımına etkili olmadığı, davacının dava açma süresine uyduğu ve ön alım bedelini yatırdığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalılar tarafından yapılan taşınmaz satışında davacıların ön alım hakkını kullanıp kullanamayacakları ve taşınmazın davacılar adına tescil edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların ön alım hakkını kullanmak için gerekli yasal koşulları sağladıkları, satış bedelini ve mahkemece belirlenen fark bedelini depo ettikleri ve davalıların temyiz sebeplerinin kararı bozmaya yeterli olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin davacıların ön alım hakkını kullanmalarına ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.