Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Af Kanunu”
- Uyuşmazlık: Davanın, soybağının reddi davası mı yoksa Af Kanunu gereğince tescile itiraz davası mı olduğu ve buna bağlı olarak görevli ve yetkili mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu çocuğun, 3716 sayılı Af Kanunu kapsamında yapılan nesep düzeltme bildirimi ile babasının nüfusuna kaydedilmiş olması nedeniyle, davanın soybağının reddi değil, Af Kanunu'na göre yapılan tescile itiraz davası olduğu ve bu nedenle görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olması gerekirken, aile mahkemesince bakılıp soybağının reddi davası olarak nitelendirilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 554 sayılı Af Kanunu gereğince babası olarak kaydedilen kişinin nüfus kaydından çıkarılması talebiyle açılan davanın, soybağının reddine ilişkin olup olmadığı ve görevli/yetkili mahkemenin hangisi olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Dava, soybağının reddine ilişkin olmayıp 554 sayılı Af Kanunu'na göre yapılan tescile itiraz niteliğinde olduğundan ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olması gerekirken, aile mahkemesince işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalının, davacının üvey kardeşi olarak nüfusa tesciline ilişkin itiraz davasında, tescil işleminin 6652 sayılı Af Kanunu'na uygun yapılıp yapılmadığı ve davanın hak düşürücü süreye tabi olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinin b bendi uyarınca haklı sebeplerin bulunması halinde aynı konuya ilişkin düzeltme yapılabilmesi ve mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olması gözetilerek, yerel mahkemenin davalının davacı ile baba bir kardeş olmadığının tespitine dair kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı mirasçının, terekeye dahil taşınmazdaki bazı bağımsız bölümlerin tescili ve arsa paylarının düzeltilmesi istemiyle açtığı hâkimin müdahalesi davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının terekedeki miras payı bulunmasına rağmen, terekenin tamamını temsil yetkisi olmadan dava açması ve diğer mirasçıların davaya dahil edilmemesi nedeniyle aktif husumet yokluğu bulunduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davanın, nüfus kaydının düzeltilmesi davası mı yoksa nesep (soybağı) davası mı olduğu ve buna bağlı olarak görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi yoksa Aile Mahkemesi mi olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın, nüfus kaydında görünen anne babanın gerçek anne baba olmadığı ve başka bir hanedeki kişilerin gerçek anne baba oldukları iddialarını içermesi, davanın kabulü halinde davalının kaydının başka bir haneye taşınacak ve yeni bir soybağı kurulacak olması nedeniyle davanın soybağı davası olarak nitelendirilmesi gerektiği ve bu nedenle de görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak bozma nedenine göre işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmediğinden dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının tarım Bağ-Kur sigortalılık süresinin tespiti ve 6111 sayılı af kanunundan yararlanma talebi üzerine, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun davacının bir kısmı için sigortalılık tespiti yapması üzerine davanın konusuz kalıp kalmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının talep ettiği tüm süreler için sigortalılık tespiti yapılmadığı ve davanın konusuz kalıp kalmadığı hususunda yeterli araştırma yapılmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sicilden terkin edilmiş bir şirketin, iptal edilmiş üretim lisansına dayanarak ihyasının talep edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Şirketin tasfiye sonucu terkin edilmiş olması, üretim lisansının tasfiye ve terkinden önce iptal edilmiş olması ve davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması, Yargıtay tarafından da uygun görülerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının anonim şirket kurucu ortağı veya yönetim kurulu üyesi olma koşulunu taşımadığı halde, 1997 yılında 4247 sayılı Kanun hükümleri gereğince ödediği primler nedeniyle 10.09.1992-01.06.1997 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte olan 1479 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri uyarınca sigortalılık için aranan anonim şirket kurucu ortağı veya yönetim kurulu üyesi olma şartlarını taşımadığı, vergi, esnaf sicili ve meslek kuruluş kayıtlarının da bulunmadığı anlaşıldığından, 4247 sayılı Kanun’dan yararlanarak prim ödemiş olsa dahi sigortalılığının başlangıçtan itibaren geçersiz olduğu ve Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı erkeğin boşanma kararına, kusur belirlemesine, yoksulluk nafakası ve maddi tazminata yönelik itirazları.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin kusurlu davranışlarının af kapsamında olmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu, mesaj kayıtlarındaki beyanlarının da af kapsamında olmadığı ve hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının makul olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, davacı kadının davalı erkeği affettiği kabul edilerek davanın reddine ilişkin kararın yerinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının kanser tedavisi görmesi ve çocuklarına bakacak durumda olmaması nedeniyle boşanma davası açıldıktan sonra bir süre daha tarafların aynı evde yaşama zorunluluğunun bulunmasının affetme olarak değerlendirilemeyeceği gözetilerek, mahkemenin işin esasına girip tüm delilleri değerlendirerek karar vermesi gerekirken, affetme/hoşgörü gerekçesiyle davanın reddine karar vermesi usul ve kanuna aykırı bulunarak bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, dava açıldıktan sonra tarafların birlikte yaşayıp yaşamadıkları ve bunun davanın reddini gerektirip gerektirmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların dava açıldıktan sonra birlikte yaşamadıklarına dair dosya kapsamındaki delillerin yanılgılı değerlendirilmesi ve bu hususun affetme veya hoşgörü olarak kabul edilmesi suretiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.