Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Aile Yardımı Ödeneği”
- Uyuşmazlık: İş müfettişi raporunun iptali davasında, işveren tarafından yapılan aile yardımı ödemelerinin işyeri uygulaması oluşturup oluşturmadığı ve toplu iş sözleşmesi hükmüne aykırı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hataen yapılan aile yardımı ödemelerinin işyeri uygulaması oluşturmayacağı, toplu iş sözleşmesinde 657 sayılı Kanun'a atıf yapılarak aile yardımı ödeneğinin düzenlendiği, sonradan yapılan protokolle de bu hükmün açıklığa kavuşturulduğu ve işverenin toplu iş sözleşmesine aykırı hareket edemeyeceği gözetilerek, mahkemenin davayı reddeden kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bekar işçinin, toplu iş sözleşmesinde düzenlenen aile yardımı alacağına hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Toplu iş sözleşmesinde aile yardımı ödenmesine ilişkin hüküm bulunsa da, 657 sayılı Kanun'un 202. maddesi ve Yargıtay içtihatları uyarınca aile yardımının evli memurlara yönelik bir ödeme olduğu ve toplu iş sözleşmesindeki hükmün bekar işçileri kapsamadığı gözetilerek, istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanmış ve velayeti kendisinde olmayan çocukları bulunan bir işçinin, toplu iş sözleşmesinde düzenlenen aile yardımı alacağına hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Toplu iş sözleşmesinde yer alan “aile yardımı” hükmünün amacının aile kurumuna destek olmak olduğu ve davacının boşanmış olması ve çocuklarının velayetinin kendisinde bulunmaması nedeniyle "aile" kavramının kapsamına girmediği değerlendirilerek, davacının aile yardımı alacağına hak kazanamayacağı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında çalışan davacının ilave tediye ücretine hak kazanıp kazanmadığı ve toplu iş sözleşmesinden doğan alacaklarının hesaplanması.
Gerekçe ve Sonuç: Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının 6772 sayılı Kanun kapsamında kamu tüzel kişisi olarak kabul edilemeyeceği ve davacının ilave tediye ücreti talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakların hesaplanmasında da eksik inceleme yapıldığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Üniversiteye ait iktisadi işletme statüsündeki sosyal tesiste çalışan işçinin, üyesi olduğu sendika ile üniversite arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Üniversite iktisadi işletmesinin faaliyet alanının, üniversite ile aynı işkolunda olduğu ve bu nedenle söz konusu işyerinin de toplu iş sözleşmesinin kapsamında bulunduğu gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve davanın kısmen kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Üniversiteye ait sosyal tesislerde çalışan işçinin, üyesi olduğu sendika ile üniversite arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve buna bağlı olarak işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sosyal tesislerin üniversitenin iktisadi işletmesi olsa dahi, yürütülen işlerin üniversitenin diğer işyerleri ile aynı işkoluna girdiğinin kesinleşen mahkeme kararı ile sabit olması ve işyerinin sendika ile üniversite arasında yapılan toplu iş sözleşmesinin kapsamında olması gözetilerek, davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği ve hükmedilen alacaklara hak kazandığı, ancak hükmedilen vekalet ücretinin hatalı hesaplandığı anlaşıldığından karar düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Üniversiteye ait sosyal tesislerde çalışan işçinin, üyesi olduğu sendika ile üniversite arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretinin miktarı.
Gerekçe ve Sonuç: Sosyal tesislerin, üniversitenin aynı iş kolundaki diğer işyerleriyle aynı kapsamda değerlendirilmesi ve işçinin de toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği, ancak hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı belediye ile dava dışı şirketler arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı, davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve talep edilen işçilik alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sebepler Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesi uyarınca, davacının temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, Sağlık Bakanlığı'nda çalıştığı dönemde tarafı olduğu toplu iş sözleşmelerinden kaynaklanan fark ücret ve sosyal yardım alacaklarına hak kazanıp kazanamadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının aynı işveren aleyhine açtığı ve Yargıtay tarafından onanan önceki dava ile davacının işçi statüsünde olduğu ve toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği hususunun kesinleşmiş olması ve zamanaşımı, faiz türü ve oranına ilişkin itirazların yerinde bulunmaması gözetilerek, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, aile sağlığı merkezinde sözleşmeli hemşire olarak çalışırken sendikaya üye olması nedeniyle toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının davalıdan tahsil edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu'nun 3. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca açıktan atamayla sözleşmeli personel olarak çalıştığı, işçi statüsünde olmadığı ve taraflar arasındaki ilişkinin idari sözleşmeye dayalı olduğu gözetilerek, uyuşmazlığın adli yargı yerinde değil idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Aile Sağlığı Merkezinde sözleşmeli hemşire olarak çalışan davacının, toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücret ve diğer alacaklarının ödenmesi talebiyle açtığı alacak davasının yargı yolunun caiz olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu'nun 3. maddesi uyarınca açıktan atamayla sözleşmeli personel olarak çalıştığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın idari hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı ve bu nedenle uyuşmazlığın çözümünün idari yargı yerinin görev alanına girdiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı belediye ile dava dışı şirketler arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı, davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı, talep edilen alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve risk ve sorumluluk zammı alacağı bakımından dava şartı arabuluculuğun usulüne uygun gerçekleşip gerçekleşmediği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Risk ve sorumluluk zammı alacağı bakımından dava tarihinden sonra arabuluculuğa başvurulduğu anlaşıldığından, dava tarihi itibarıyla bu alacak bakımından arabuluculuk şartının gerçekleşmediği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.