Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Asliye Hukuk Mahkemesi Tarifesi”
- Uyuşmazlık: Haksız azil iddiasına dayalı vekalet ücreti alacağının tahsili isteminde, azlin haklı olup olmadığı ve zamanaşımına uğrayan alacakların talep edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının azlinin haklı olmadığı ve zamanaşımına uğrayan vekalet ücreti alacağının talep edilemeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Marka ve tasarım hakkı ihlali nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemli davada, Bölge Adliye Mahkemesi’nin vekalet ücretine hüküm ederken yanlış tarife uygulayıp uygulamadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi’nin, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi sıfatıyla baktığı davada vekalet ücretine hükmederken asliye hukuk mahkemesi tarifesini uygulamasının hatalı olduğu, ancak bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılama gerektirmediği gözetilerek, 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mahkeme veznesine yatırılan paranın, mahkeme kararına rağmen vadeli hesaba yatırılmaması nedeniyle uğranılan faiz kaybı zararının, hakimin hukuki sorumluluğuna dayalı olarak mı yoksa mahkeme kalem personelinin kusuruna dayalı idari dava konusu olarak mı değerlendirileceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: HMK 23/2 maddesi gereği görev uyuşmazlığının kesinleşmesinin davanın hukuki niteliğini değiştirmeyeceği, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların hakimin hukuki sorumluluğuna ilişkin değil mahkeme kalem personelinin kusuruna dayandığı gözetilerek, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hâkimin verdiği ihtiyati tedbir kararı nedeniyle davacının zarara uğradığı iddiasıyla açılan tazminat davasında, HMK m.46'da belirtilen hâkimin hukuki sorumluluğuna ilişkin şartların oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hâkimin verdiği ihtiyati tedbir kararının, HMK m.46'da sayılan ve Devlet aleyhine tazminat davası açılabilmesi için gerekli olan farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırılık, kayırma, taraf tutma, kin, düşmanlık veya menfaat sağlama gibi bir sebebe dayanmadığı, yargılama faaliyetleri kapsamında kaldığı ve bu nedenle de hâkimin hukuki sorumluluğunun doğmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hâkimlerin yargılama faaliyetleri nedeniyle açılan tazminat davasında, davanın ilgili hâkime ihbar edilip edilmediğine ilişkin usulî uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hâkimin hukuki sorumluluğundan kaynaklanan ve Devlet aleyhine açılan tazminat davalarında, 6100 sayılı HMK’nın 48/2. maddesi gereğince davanın ilgili hâkime resen ihbar edilmesi gerektiği, davalı Devlet yanında davaya katılabilmesi ve hukuki dinlenilme hakkı çerçevesinde savunma yapabilmesi için bu ihbarın zorunlu olduğu, somut olayda dava dilekçesinde belirtilen hâkimlerden birine davanın ihbar edilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği haksız fiil tazminatı davasına ilişkin kararın miktar itibariyle kesin olup olmadığı ve davalı Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın temyiz isteminin reddedilmesinin doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 362/1-a maddesinde belirtilen 2021 yılı için 78.630 TL olan temyiz kesinlik sınırının altında kalan 4.825,35 TL maddi tazminat içeren kararın miktar itibariyle kesin olduğu ve bu nedenle davalı vekilinin temyiz isteminin reddine ilişkin Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği ek kararın onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı avukatın, davalı müvekkilleri adına takip ettiği dava ve icra dosyası için talep ettiği vekalet ücretinin kapsamı ve miktarına ilişkin anlaşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava dilekçesinde vekalet ücreti talebinin tek ve bir bütün olduğu, mahkemenin ise davacının hem dava hem de icra dosyası için ayrı ayrı vekalet ücreti talebi varmış gibi hesaplama yaparak hüküm kurmasının taleple bağlılık ilkesine ve bozma ilamının gereklerine aykırı olması gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Manevi tazminat davasının kısmen reddolunması halinde, davalı lehine vekalet ücreti takdir edilip edilmeyeceği hususunda bölge adliye mahkemeleri arasında görüş ayrılığı bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 326. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınması gerektiği ve manevi tazminat davalarına ilişkin özel bir düzenleme bulunmadığı, ayrıca yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin de bu yönde hüküm içerdiği gözetilerek, manevi tazminat davasının kısmen reddinde davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği yönünde karar verilerek uyuşmazlık giderilmiştir. - Uyuşmazlık: Hâkimin yargılama faaliyeti dışında yaptığı basın açıklaması nedeniyle açılan tazminat davasında husumetin kimde olduğu ve hangi mahkemenin görevli olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, hâkimin yargı faaliyeti dışında gerçekleştirdiği eylem nedeniyle açtığı tazminat davasında, 6100 sayılı HMK’nın 46. maddesi uyarınca hâkimlerin yargılama faaliyetlerinden doğan tazminat davalarının Devlet aleyhine açılması gerektiği ve davalı hâkime husumet düşmediği gözetilerek Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği husumetten reddine ilişkin karar onanmıştır. - Uyuşmazlık: Yetkisizlik kararı verilen ve yetkili mahkemede devam eden davada, yetkisizlik kararı nedeniyle davalı yararına vekalet ücreti takdir edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 331/2. maddesi ve yargılama giderlerine ilişkin genel ilkeler gözetilerek, yetkisizlik kararı verildikten sonra yetkili mahkemede devam eden davada, yetkisizlik kararı nedeniyle davalı yararına ayrıca vekalet ücreti takdir edilmeyeceğine ve yetkili mahkemenin verdiği esasa ilişkin nihai kararda haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin belirlenmesi gerektiğine karar verilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hâkimin yargılama faaliyeti nedeniyle açılan tazminat davasında, ilk derece mahkemesi sıfatıyla hangi Yargıtay Hukuk Dairesinin görevli olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK’nın 23/2. maddesi uyarınca, Yargıtayca verilen yargı yeri belirlenmesi ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve ilişkin kararların, davaya sonradan bakacak mahkemeyi bağlayacağı ve ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin, daha önce kesinleşen görevsizlik kararına aykırı olarak esasa ilişkin karar vermesinin usule aykırı olduğu gözetilerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hâkimlerin yargılama faaliyetleri nedeniyle devlete karşı açılan tazminat davasında, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 46. maddesinde belirtilen sorumluluk hallerinin gerçekleşip gerçekleşmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamında yapılan incelemede, davaya konu yargılamalarda görev alan hâkimlerin, Anayasa ve kanunlarla kendilerine tanınan yetki ve takdir yetkilerini kullandıkları, HMK'nın 46. maddesinde sayılan sorumluluk hallerinin hiçbirinin gerçekleşmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.