Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Üç Yıllık Ayrılık”
- Uyuşmazlık: Fiili ayrılığa dayalı boşanma davasında, daha önceki boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra açılan ve feragatle sonuçlanan davanın, üç yıllık ayrılık süresinin hesaplanmasında dikkate alınıp alınmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, reddedilen ilk boşanma davasına dayanarak açtığı ve sonradan feragat ettiği davanın, 4721 sayılı Kanun'un 166. maddesinin son fıkrası uyarınca dava açma hakkından vazgeçtiği anlamına geldiği ve feragat tarihinden itibaren dava tarihine kadar üç yıllık fiili ayrılık süresi geçmediği gözetilerek, boşanmaya karar verilmesi hatalı bulunarak bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Üç yıllık ayrılığa dayalı boşanma davasında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurun belirlenmesi ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları gözetilerek temyiz istemlerinin reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Erkek tarafından açılan boşanma davasının, daha önceki boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra üç yıllık fiili ayrılık süresinin dolup dolmadığı ve davalı kadına yapılan tebligatın geçerli olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Daha önceki boşanma davasının reddine ilişkin kararın tebliğinin usulsüz olduğu, bu nedenle kararın kesinleşmediği ve 4721 sayılı Kanun’un 166/4. maddesindeki üç yıllık fiili ayrılık süresinin başlamadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi’nin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Fiili ayrılığa dayalı boşanma davasında, boşanmanın şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi ve tazminat miktarlarının yerindeliği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Daha önce davacı tarafından açılan boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıllık sürenin geçmesi ve fiili ayrılığın devam etmesi nedeniyle boşanma şartlarının oluştuğu, davacının önceki davada tam kusurlu bulunması ve bu davada da kusurlu davranışlarının devam etmesi nedeniyle tam kusurlu olduğunun kabulüyle davalı kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının uygun olduğu gözetilerek istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmanın dört yıllık ayrılık süresine dayanıp dayanmadığı, kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının yerinde olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanabilir hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçeler gözetilerek, davalı kadın vekilinin temyiz nedenlerinin kararı bozmaya yeterli olmadığına kanaat getirerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir. - Uyuşmazlık: Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesine dayalı boşanma davasında, reddedilen önceki boşanma davası kararının kesinleşmesinden sonraki üç yıllık süre içinde ortak hayatın yeniden kurulmadığının ispat yükünün kimde olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesinde düzenlenen boşanma koşullarından "ortak hayatın yeniden kurulmadığı" olgusunun ispat yükünün, bu olguya dayanarak boşanma talebinde bulunan davacıya ait olduğu, davalının davaya cevap vermemiş olmasının bu ispat yükünü değiştirmeyeceği, davacının da bu konuda delil sunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı kadın tarafından fiili ayrılık nedeniyle açılan boşanma davasının kabul edilip edilemeyeceği, velayet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların daha önce açılan boşanma davasının reddinden sonra üç yıl süreyle ayrı yaşadıkları ve bir araya gelmedikleri, velayet düzenlemesinin de çocuğun üstün yararına uygun olduğu gözetilerek, davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı kadının evlilik birliğinin sarsılması gerekçesiyle açtığı boşanma davasının reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının temyiz edilmesi üzerine, uzun süreli eylemli ayrılığın boşanma sebebi sayılıp sayılmayacağı hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesi ve özellikle uzun süreli eylemli ayrılığın tek başına boşanma nedeni olarak değerlendirilmemesi gözetilerek, yerel mahkemenin boşanma davasının reddine ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Uzun süreli eylemli ayrılığın boşanma sebebi sayılıp sayılmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmediği gözetilerek, yerel mahkemenin boşanma davasını reddeden kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tarafların daha önce açılan ve feragat edilen boşanma davasından sonraki üç yıllık süreçte fiili ayrılık yaşayıp yaşamadıkları ve bu süreçte davacı erkeğin kusurlu olup olmadığına, davalı kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceğine ve hükmedilen nafaka miktarının az olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının daha önceki boşanma davasından feragat etmesinin, feragate kadar olan olaylardan dolayı davacı erkeğin kusurlu sayılmasına engel teşkil ettiği, davalı kadının feragat tarihinden sonra davacı erkeğin sadakatsizliğini ispatlayamadığı, fiili ayrılık döneminde davacı erkekten kaynaklı başka bir kusurlu davranışın da iddia ve ispat edilemediği ve hükmedilen nafaka miktarının hakkaniyete uygun olduğu gözetilerek, davalı tarafından yapılan temyiz başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davasının kabul şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur durumu, velayet, iştirak nafakası ve maddi-manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerin takdirine, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin fiili ayrılık nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanma davasının kabul edilip edilmeyeceğine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında daha önce açılan boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıllık sürenin geçmiş olması ve bu süre zarfında ortak hayatın yeniden kurulamamış olması, davacının bu süreçte evlilik dışı iki çocuğunun dünyaya gelmesi ve tarafların birlikte yaşamalarının hayatın olağan akışına uygun olmaması hususları gözetilerek, 4721 sayılı Kanun'un 166. maddesinin dördüncü fıkrası şartlarının oluştuğu gerekçesiyle boşanma hükmünün onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.